16 Eylül 2011 Cuma

South Park Taşlaması

Hayatımda izlediğim en zekice işlenmiş çizgi filmlerden biridir South Park. Eleştiri anlamındaysa tartışmasız en tepesinde listemin. Bizim ülkemizde genellikle her şeye ve herkese gereksiz saldıran, küfreden, açık saçık, +18 terbiyesiz bir dizi olarak görülse de; derinlemesine anlamları olan özenle seçilmiş cümleler, çok zekice taşlamalar içeren, alakasız gibi görünen çılgın olayları birden günümüz olaylarına ve insan davranışına bağlayan dopdolu bir çizgi film. Güldürürken düşündüren cinsten. Evet, en çok da attığı taşların kafamıza kafamıza gelmesinden dolayı seviyorum. TV tarihinde görülmemiş derecede açık sözlü. Kimseden çekinmeden bütün çıplaklığıyla gerçekleri ortamıza fırlatabiliyorlar. Eleştirdiklerinin ise sınırı yok: Sistem, insanların kendisi, devlet, devlet adamları, dinler, İsa ve hatta Tanrı. Bir bakıma bütün oluşuma karşı çıktıkları oluyor; inançlarımızın, düşüncelerimizin neden bu kadar katı olduğunu sorgulamamızı sağlıyor. Son derece ütopik görünmesine rağmen gelmiş geçmiş en gerçekçi cümlelere sahip bir çizgi film var karşımızda. Birkaç örnek vermem gerekirse:


Sezon 8 Bölüm 8: Douche and Turd




South Park Elementary'de yeni maskot seçimi yapılacaktır, çünkü Peta "The Cows" yani "İnekler" maskotunu hayvanlara hakaret olarak algılamaktadır. Çocuklara bir liste dağıtılır ve o listeden bir maskotu seçmeleri gerektiği söylenir. O sırada bir öğrenci elindeki listeye bakarak şöyle der "Bu listede Hintliler diye bir seçenek var. Bu da bir hakaret, saldırı değil mi?" Öğretmen cevap verir:

"It's ok, Peta doesn't care about people".

Yani sorun değil, Peta zaten insanları önemsemiyor.

Devamda ise öğrenciler tarafından iki olası maskot seçiliyor ve bunlar arasında oylama yapılıyor. Maskotlardan biri "Giant Douche" yani dev dezenfekte suyu. Ama aynı zamanda douche kelimesi ahmak anlamına geldiğinden öğrenciler arasında bu kinaye çok beğeniliyor. Diğer seçenek ise "Turd Sandwich" yani boklu sandviç. Bu seçeneklerden hiçbirine oy vermek istemeyen Stan South Park'tan kovuluyor. Sonrasında Stan'le bir başkası arasında bir konuşma geçiyor ve Stan bir Douche(Ahmak) bir Turd(Bok) arasında seçim yapmak istemediğini, ikisinin de birbirinden beter olduğunu söylüyor. Bunun sonunda aldığı cevap ise şöyle:

"But Stan, don't you know, It's always between a douche and a turd. Nearly every election since the beginnig of time has been between some douche and some turd. They are the only people who suck up enough to make it that far in politics."

Anlamı ise zaten her zaman seçimlerde bir tarafın ahmak diğer tarafın da bok olduğu, zamanın başlangıcından beridir böyle olduğu, çünkü politikada o kadar ilerleyebilen kişilerin zaten iğrenç insanlar olduğu.


Sezon 9 Bölüm 8: Two Days Before The Day After Tomorrow



Stan ve Cartman hız motoruyla kunduz barajına çarparak yıkarlar ve sele neden olurlar. Kimseye bir şey söylemeyip olay yerinden hemen uzaklaşırlar. Barajın diğer tarafında yaşayan insanlar evlerinin çatısında hapis kalırlar. Devlet (ve insanlar) bir türlü yardıma gitmez ve vicdan azabı çeken Stan ailesine mahsur kalan insanlara yardım edilip edilmeyeceğini sorar. Annesiyle babası bu sırada sel felaketinin suçlusunu tartışmaya başlarlar, suçu çeşitli kurum ve kuruluşlara atarlar. Stan bunun üzerine şöyle der "But somebody's gonna help those people on their roof tops right?" Birisi onlara yardım edecek değil mi. Ailesinden gelen cevap ise hepimiz için çok düşündürücü:

"That's not important right now son. What's important is figuring out whose fault this is."

Yani bu önemli değil, önemli olan suçlunun kim olduğunu bulmamız. Tanıdık geldi mi?


Sezon 7 Bölüm 1: I'm a Little Bit Country



Savaş yanlıları ve karşıtları birbirlerine girerken, Stan, Kyle ve Cartman'a gazeteciler tarafından görüşleriyle ilgili sorular sorulur ve Amerika'nın kuruluşuyla ilgili pek bir şey bilmedikleri ortaya çıkar. Bunun üzerine öğretmenleri tarafından 1776 ile ilgili bir ödev yapmaları istenir. Amerika kurulurken savaş yanlısı mıydı değil miydi sorusunun cevabını ararlar. Cartman ödev için araştırma yapmak yerine kafasına bir şey vurarak 1776 yılıyla ilgili flashback görmeye çalışır ve bunu başarır da. Amerika'nın kurulduğu güne gider ve ülkenin politikasını Benjamin Franklin'in kendisinden öğrenir:

"We go to war and protest the war at the same time. Saying one thing and doing another. And we'll call that country: The United States of America."

Bizim ülkemizde böyle bir özeleştiri yapılsaydı sonucu hapishane olurdu en iyi ihtimalle. Bunlar sadece aklıma gelen birkaç örnek. Adamlar lafı gediğine oturtuyor valla.

Hiç yorum yok: