18 Aralık 2011 Pazar

Kelimelerin yetersiz kaldığı çılgınlık

Refah seviyesi yüksek bir ülkede doğmak isterdim. Hayat=Para olmayan bir yerde yaşamak.. İstediğimiz mesleği yapardık ya da direkt mesleksiz olurduk. Neyden hoşlanıyorsak onu yapardık. Az bir parayla da yaşamımızı istediğimiz gibi idame ettirebilirdik. Hiçbir eksiğimiz de olmazdı. Hırs, para, tüketim çılgınlığı hayatın içine dahil olunca stres eksik olmuyor. Stresle baş edemeyip doktora gidiyoruz, sağlımızı kaybetmek pahasına kazandığımız paralarla yeniden sağlığımızı satın alıyoruz. Ne yapıyoruz biz allah aşkına? Nedir bu hırs?

Başkalarına gösteriş için yaşıyoruz biz. Sadece herkeste var diye istiyoruz maaşımız kadar -hatta birçok insan için fazla- olan I-Phonelar'ı. O yüzden giyiyoruz Ugglar'ı. Oraya buraya check-in yapınca, herkese nerede olduğumuzu gösterince neyi kanıtlıyoruz? "Bakın ben çok geziyorum, teşhir ihtiyacımı karşılıyorum, çok kaliteli mekanlara gidiyorum, çok sosyalim, bunların hepsini de sizin gözünüze sokuyorum."

Toplumsal sorumluluklarımızı hep başkalarının üstüne atıyoruz. Yaptığımız hayırlı tek bir şey yok. Bunun yanında hep de söyleniyoruz, eleştiriyoruz. Eyleme gelince de kılımızı kıpırdatmıyoruz, üşeniyoruz.

Eskisi bitmeden, bozulmadan yenisini alıyoruz. Ürettiğimiz bir şey olmadan devamlı tüketiyoruz. Borç harçla sahip olduğumuz parayı lükse yatırıyoruz. İnsanların doğru düzgün resimle, müzikle, sporla, onla bunla şunla ilgilendikleri yok. En büyük hobimiz alışveriş. Açgözlüyüz. Hep daha fazlasını istiyoruz. Hepsi bizim olsun istiyoruz. Zengin erkek bulup rahat yaşamak istiyoruz. Lüks arabalardan inmek istemiyoruz.

Peki bunları hak etmek için ne yapıyoruz?

Hiç yorum yok: