18 Ekim 2011 Salı

.

Bilemiyorum. Algılayamıyorum. İnsanların neden bu kadar kötü olduklarını çözemiyorum. Başka birisini kırmaktan neden bu kadar zevk alırlar ki? Kendi egolarının tavan yapması uğruna başkalarınınkini ezen, toz haline getiren insanlar, bunu neden yapıyorsunuz? Bizim ne zararımız var ki size? Neden empatiden bu kadar yoksunsunuz ve istediklerinizin olması uğruna başkalarını bu kadar kolay harcıyorsunuz? Hissetmediklerinizi hissettiğinizi söylemek size ne kazandırıyor? Hevesleriniz, istekleriniz için yanlış yaptığınızın farkına varmanız neden bu kadar zor? Nasıl bu kadar pişkin olabiliyorsunuz? Neden dünyanın merkezinde kendiniz var sanıyorsunuz? Bu kadar oyun oynarken, yalan dolan döndürürken, içiniz nasıl bu kadar rahat olabiliyor? Nasıl bu kadar vicdansız, umursamaz oluyorsunuz? İnsanları daha fazla kırılamaz durumuna getirirken hiç üzülmüyorsunuz değil mi?

Biliyor musunuz sizden çok nefret ediyorum. Siz ki başkalarının sizin için yaptığı fedakarlıklara gülen, herkesi kolayca harcanabilir gören, duygulara gram önem vermeyen, herkesin ardından kolayca iş çevirebilen, kendini çok zeki sanan, herkesi parmağımda oynatayım diye düşünen aşağılıklarsınız.

Hayatta sizin gibi insanlar olmamalı. İnsan diyorum, ama insan olmadığınızın farkındayım. İnsanlarla oynamak sizin için sadece basit bir eğlence, bunu da biliyorum. Kendinizi ne zannettiğinizi merak etmiyor değilim. Ne tür bir boksunuz ki siz?

Umarım siz, türlü türlü acılar çekerek gün yüzü göremezsiniz. Yaptığınız her bokluk için ayrı ayrı pişman olursunuz, özür dilemek, ayaklara kapanmak istersiniz, ama ne kapanacak ayak bulabilirsiniz, ne de sizin rezil özürünüzü isteyen birilerini. Hayallerini çaldığınız her bir insana en kötü kabusunu yaşatıyorsunuz ya, işte sizin de asla mutlu anılarınız olamasın, hayal bile kuramayın, hep en kötü kabuslarınız gerçek olsun, sizinle olsun.

Ya da direkt ölün.

Hiç yorum yok: