24 Mayıs 2010 Pazartesi

Koyun Dolly'i klonlayanlar bana da bir el atıverin

Biliyorum bu dünyada 2. bir Aybüke olması düşüncesi bile insanın tüylerini diken diken ediyor ama başka çarem kalmadı. Finallerim haftaya başlıyor ve ben çalışamıyorum. Sınavlarda hattrick yapacak bir klona ihtiyacım var. Bu uğurda kendimi bilimin kollarına atmaya hazırım. Etik bulunmadığı için insan klonlaması yapılmadığından direkt olarak bilim uğruna her şeyi yapabilecek iş etiğinden yoksun bilim adamlarına sesleniyorum: Gelin bana da bir el atıverin yahu.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Bir gün boka bastım, hayatım değişti


Hayatımın yolda yürürken bastığım bok yığını tarafından sonsuza dek değişmesini istiyorum. İyi yönde tabiki de. Sid gibi "kahretşin! Boka baştım!" diyeyim, hassiktir olayım ama başıma çok iyi bir şey gelsin o bok sayesinde. Mesela boka basayım, sonra sinirle onu temizlemeye çalışırken yanımda salakça oynayan veledi ezmek üzere tam gaz gelen arabayı fark edeyim ve çocuğu çektiğim gibi salise farkıyla kurtarayım. Çocuk da o sırada bizim özkanlar pazarını gezmeye gelen ABD başkanının çocuğu olsun. Beni kahraman ilan etsin başkan, gel desin ülkeme istediğin gibi. Al bu 10 milyon dolar da senin tepe tepe kullan. Bizi Beyazsaray'a ziyarete gel hanım kremalı tarçınlı çörek yapsın. Yok ben tarçın yemem hayatta dediğimde bile ısrar etsin, kırmayayım ben de gideyim başkanın özel uçağıyla. Desin dünya ahiret bacımsın, her isteğini yerine getirmek benim boynumun borcudur. Oh yes olayım ben de.

Gerçi bu kadar abartılı bir şey olmasına da gerek yok. Mesela boka basayım gene, hassiktir falan derken yapışkan bok sayesinde bir bozuk paranın ayakkabımın altına yapıştığını göreyim. Iyy iğrenç triplerindeyken bozuk paranın tuhaf olduğunu görüp saklayayım. Tabii temizledikten sonra. Öyle boklu boklu koymam cebime hayatta. Neyse.. Oturayım bir kaldırım taşına, parayı inceleyeyim. Sonra birden paranın ilginç bir şekilde parladığını göreyim. İnsanlar fark etmesin diye anında avcumun içine alayım sıkıca. Tabi özkanlar pazarı kalabalık, insanlara ucube gibi görünmek istemiyorum. Uzaklaşayım oradan ve sakin sessiz parka gideyim. Oturduğum bankın arkasındaki çalılar oynasın ve bir uzaylı çıksın ordan. Kardeş desin bizim parayı bulmuşsun, arkadaş pazarda gezerken düşürmüş kendininkini, çıkamıyor gemiye. Biz bunla ışınlanıyoruz. Salak kaldı dımdızlak şimdi. Sen de bulmuşsun saklamışsın, sağol var ol. Vereyim ben de parayı geri. Bunlar da ödül olarak gemilerini gezdirsinler bana. Bana da bir tane paradan versinler, ne zaman istersen gel bak mutlaka bir çayımızı iç desinler. Ben de boş zamanlarımda uzayda gezmeye gideyim. Parayla oraya buraya ışınlanayım, başta 515 olmak üzere otobüs derdinden kurtulayım.

Yahu çok mu şey istiyorum allah aşkına?

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Hayalim..


Üçyol metrosu merdivenlerinden sevgi kelebeği ifadesiyle, yüksek sesle Penny Lane söyleyerek, insanların gözünün içine bakıp onlara söyleyerek, şarkının ritmine göre yavaş ve de hızlı bir şekilde çıkmak.. Hatta bir anda insanların bana katılması ve aşırı mutlu bir ifade ve hissiyatla, müthiş bir hafiflik duygusuyla merdivenlerden çıkmamız..

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Gereksiz bir yazı, okumayın, değmez...

Keşke içimdekileri tam olarak dışarı aktarabilseydim, düşündüklerimi ve hissettiklerimi kusa kusa rahatlayabilseydim. Olmuyor, olmuyor.. Her şey içimde patlayarak büyümeye alışmış sanki, çıkmıyor dışarı. Yaşlandırıyor beni, hayatı bana zindan ediyor. Zehir gibi damarlarımla vücuduma yayılıyor. Bitmiyor ama asla.. Gün geçtikçe büyüyor. Daha da boğazımı sıkıyor, nefes almamı engelliyor..

Bit allahın cezası bit. Gereken buysa değiştir beni. Başka bir insan olayım. Azcık olumlu ve strese dayanıklı olayım. Ya da sadece "paylaşabilen" biri olayım. Düğüm noktası da bu sanırım. Fazla kendime saklıyorum her şeyi. Hıdrellezmiş bugün. Dilek tut diyorlar. İyi o zaman bir dileğim de bu olsun. Tek ya da en büyük dileğim bu olsun diyemem, çünkü hayatımdaki çoğu şey benden daha önemli. Sikik okul bile. Belki de diğer düğüm noktası budur; hayatımdaki öncelikleri oturtamamam..

Bir nevi Nietzsche'lik oldu yaptığım. Kendini tanımak olayları falan. Yok yok bence benim geceleri beynim yerinde olmuyor. Salakladım iyice. Bitsin burda bu salak yazı da.