İçinde çocuk naifliği, masalsılık olan yapıtlar her zaman ilgimi çekmiştir. Kitap olsun, dizi olsun, film olsun.. Zeka dolu ya da çok sağlam kurguya sahip yapımlar da olmasına gerek yok dediklerimin. Dandikliği seviyorum. Çoğu kişinin burun kıvırdığı şeyleri bayıla bayıla okuyup izliyorum ben. Verin bana dandik roman, film, kitap bütün günümü geçireyim bunlarla. Game Of Thrones'un binde bir kalitesinde olup Game Of Thrones'tan daha heyecanla beklediğim, izlediğim diziler var benim. Çoğu kimse adını sanını bile duymamıştır hatta. Bir yapımdan beklediğim şey elbette akıcılık, zeka, iyi bir kurgu; ama hepsinden ötesinde beklediğim şey naiflik ve masalsılık. Beni alıp başka diyarlara götürsün ya da ne bileyim içimdeki çocuğu ortaya çıkartsın, hile hurdadan çok saflık olsun içinde.
Türk dizisi izlemiyorum artık hep aynı konuları döndürüp aynı hikayeleri işlediklerinden dolayı. Ama zamanında izlediğim bir avuç Türk dizisinin büyük bir bölümü dandik, 3-5 yaşlı teyzenin izlediği dizilerdi. Hatta bir kısmı reyting azlığından iptal edildi. Ben de bir yapımın kötü olduğunu anlıyorum, ama içinde beni kendine çeken ufak bir parça bulduysam, azıcık da olsa çocukluğumdaki gibi gülümsetebiliyorsa ya da utandırabiliyorsa izliyorum onu.
Ne bileyim, içimdeki çocuk hala ölmedi sanırım. Çocukken sevdiğim filmleri hala bayıla bayıla izliyorum; o zaman okuduğum kitapların hala hayranıyım. Yerlerine başkalarını koyamıyorum.
Öyle işte. Once Upon A Time yarın yeni bölümüyle geliyor. Grimm de cuma günü ekranlara dönüyor. Mezarlık Kitabı da okunmaya hazır sayılır.