Hayatımda gördüğüm en etkileyici canlı performans. Nefeslerin tutulduğu, söylenirken adeta yaşanıldığı, seyircilerin çıt çıkarmadığı 10 dakika. Jeff Buckley'e olan düşkünlüğümü daha da arttırıyor bu video.
Jeff Buckley, arkadaşı Keith Foti ile 29 Mayıs 1997'de Mississippi Nehri kıyısına gitti. Led Zeppelin'in Whole Lotta Love şarkısını söyleyerek kıyafetleri ile nehre girdi. Arkadaşı, kıyıda bulunan gitar ve radyoyu o sırada nehirden geçen bir botun oluşturduğu dalgalardan kurtarmaya çalışırken nehre baktığında Jeff Buckley'i göremediğini fark etti. Arama çalışmaları başladı ve 4 Haziran günü bir turist tarafından görülen vücudu karaya çıkarıldı. Buckley'nin polis raporlarında olaydan önce hiçbir alkol veya uyuşturucu almadığı ortaya çıktı.
17 Ekim 2012 Çarşamba
3 Ekim 2012 Çarşamba
Saçmalamak güzeldir
Eğlenmeyi bilmeyen bir toplumuz, burası net. Her davranışımızda başkaları ne der, rezil olmayalım el aleme şimdi, kötü bir şey demesinler sonra mantığı yatıyor. Eğlencemizde bile bu var. Bara eğlenmeye giden biri bile 1-2 içki yuvarlamadan eğlenemiyor: Mahalle baskısını kafasında yenemeden istediği gibi davranamıyor. Malesef konserlerde de durum böyle. Adam dünyanın en iyi gruplarından birinin konserine gitmiş, sanırsın ki sahnedekilerin hakkını verecek, izlediği o süper performansla orantılı olarak coşacak, bütün şarkılarda deli gibi eğlenecek, hoplayıp zıplayacak, azıcık dans edecek, eşlik edecek, bağıra bağıra şarkıları söyleyecek, gerekirse komik görünecek, ama mal gibi durmayacak. Öküzün trene baktığı gibi bakmayacak sahneye, evdeki youtube videosunu izlerkenki gibi donuk bakmayacak, ruhsuz olmayacak.
Aptalca davranmaktan korkuyoruz, aptal gibi görünmekten korkuyoruz. İstediğimiz gibi davranamadığımız için de doğallıktan çok uzağız. Ben toplum baskısını pek takan biri değilimdir. Saçmalamayı severim. İçimden geldiği gibi davranırım. Parkta otururken dans edesim gelmişse dans ederim. İnsanların bakışlarına aldırmam. Yurt dışına sık gitmemin nedenlerinden biri de budur, kendim gibi davranabilmek ve saçmalayınca insanların masum bir tebessümle bunu karşılaması.
Dumbfoundus diye sevdiğim İngiliz bir grup var. Sokakta şarkı yaparken bunları bir albümde toparlayalım diyerekten cover albüm yapan çok doğal ve sevimli bir grup. Arada barlarda, bazen festivallerde çıkıyorlar. Dünya umurlarında değil, "biz sokakta mızıkamızı çalarız, tokmağımızı davulumuza vurur eğleniriz, gelen geçen insanlar da bize eşlik eder, mutlu mesut yaşarız" kafasındalar. O kadar doğallar ki. Bu saçma hallerine, doğallıklarına vuruldum ilk olarak. Hatta burada da daha önceden paylaştığım videoyla keşfetmiştim kendilerini.
Dün bir yandan albümlerini dinlerken bir yandan youtube'dan grubun canlı performanslarına bakıyordum. Ve uzun zamandır gördüğüm en en en en güzel videoyla karşılaştım. İngiltere'de bir festivalde çalan grup ve tamamen kendi hallerinde salak saçma ortada sallanan, en aptalca hareketlerle dans eden insanlar. Herkes bir yandan uzanıp bir yandan birasını yudumlarken ortadaki saçmalığa katılıyor ve hayatının en salak dansını yapıyor. Herkes süper eğleniyor ama. İnsanlar oraya eğlenmeye gelmişler zaten, kafasına ne eserse onu yapıyorlar. Orada olmayı o kadar çok istedim ki, ben de öyle dans etmek istiyorum, ben de öyle saçmalamak istiyorum.
Burada olsaydı dans eden insana gerizekalı damgası vurulur, bu damgadan korkanlar da istese bile oraya gidemez, mal gibi yerinde dururdu. İzninizle ben yeniden İngiltere'ye gidip saçmalama kotamı doldurmak istiyorum.
Aptalca davranmaktan korkuyoruz, aptal gibi görünmekten korkuyoruz. İstediğimiz gibi davranamadığımız için de doğallıktan çok uzağız. Ben toplum baskısını pek takan biri değilimdir. Saçmalamayı severim. İçimden geldiği gibi davranırım. Parkta otururken dans edesim gelmişse dans ederim. İnsanların bakışlarına aldırmam. Yurt dışına sık gitmemin nedenlerinden biri de budur, kendim gibi davranabilmek ve saçmalayınca insanların masum bir tebessümle bunu karşılaması.
Dumbfoundus diye sevdiğim İngiliz bir grup var. Sokakta şarkı yaparken bunları bir albümde toparlayalım diyerekten cover albüm yapan çok doğal ve sevimli bir grup. Arada barlarda, bazen festivallerde çıkıyorlar. Dünya umurlarında değil, "biz sokakta mızıkamızı çalarız, tokmağımızı davulumuza vurur eğleniriz, gelen geçen insanlar da bize eşlik eder, mutlu mesut yaşarız" kafasındalar. O kadar doğallar ki. Bu saçma hallerine, doğallıklarına vuruldum ilk olarak. Hatta burada da daha önceden paylaştığım videoyla keşfetmiştim kendilerini.
Dün bir yandan albümlerini dinlerken bir yandan youtube'dan grubun canlı performanslarına bakıyordum. Ve uzun zamandır gördüğüm en en en en güzel videoyla karşılaştım. İngiltere'de bir festivalde çalan grup ve tamamen kendi hallerinde salak saçma ortada sallanan, en aptalca hareketlerle dans eden insanlar. Herkes bir yandan uzanıp bir yandan birasını yudumlarken ortadaki saçmalığa katılıyor ve hayatının en salak dansını yapıyor. Herkes süper eğleniyor ama. İnsanlar oraya eğlenmeye gelmişler zaten, kafasına ne eserse onu yapıyorlar. Orada olmayı o kadar çok istedim ki, ben de öyle dans etmek istiyorum, ben de öyle saçmalamak istiyorum.
Burada olsaydı dans eden insana gerizekalı damgası vurulur, bu damgadan korkanlar da istese bile oraya gidemez, mal gibi yerinde dururdu. İzninizle ben yeniden İngiltere'ye gidip saçmalama kotamı doldurmak istiyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)