28 Nisan 2012 Cumartesi

Bu da böyle bir mülakat

Geçen perşembe yine bir mülakat için İstanbul'a gittim. Partner'la görüşecektim ve son mülakat olduğu için başarılı olduğum taktirde iş benimdi. İnanılmaz gergindim; hazırlandım, çalıştım ve adamla görüşmeye gittim. Manager mülakatım iyi geçmişti, gergin olmama rağmen düzgün cevaplar verdim ve istediğim sonucu aldım. Manager gençti ama buna rağmen çok da ciddiydi. Müdür bile bu kadar ciddiyken partner'la yani "ortak"la görüşme düşüncesi beni iyice gerdi.

 Ofise gittim, partner elli küsür yaşında bir adamdı. Manager'ın ve kendi yaşının aksine çok rahattı, hiç gergin ve ciddi değildi. İnanılmaz tatlıydı. Konuşmaya başladık. Havadan sudan derken, adam birkaç soru sordu, bildiğim gördüğüm konuları ben bunları bilmiyorum, görmedik diyerek sıçışlara başladım. Adam "hayır, gördünüz bunları, Dokuz Eylül Üniversitesi veriyor bu konuları" diyor, ben bir yandan elim ayağım titreyek "öyle miydi, xxx'i soruyorsanız evet gördük, biliyorum evet uff" diye pot üzerine pot kırıyorum. Adamın sorduğu şeylere bambaşka yanıtlar veriyorum, zeka katsayım 10'a düşmüş ve karşımdaki flemenkçe konuşuyor sanki. Sular seller gibi bildiğim şeyleri beynim o anda algılayamıyor. Saçmaladıkça daha da geriliyorum. Arada espri yapmaya çalışıyorum -karşımda arkadaşım var ya-, lakin yaptığım espri kendimi kötüleyen şeyler, adam doğal olarak güleceğine öyle mi falan diyor.

 Derken birden elektro gitar muhabbeti geçti. "Ben de çok ilgiliyim müziğe" demesiyle bir anda rock grupları muhabbeti girdi araya. Radiohead'in ilk albümlerinden girdik, son albümlerinin ne kadar tekno olduğundan, bassın, gitarın duyulmamasından, elektro gitar çalmanın gerektirdiklerine, Queen'den Beatles'a, Red Hot Chili Peppers'tan Californication şarkısının alt yapısına, popüler müzikten, Freddie Mercury'e, Brian May'in gitar idolü olmasından, hard rock'tan Led Zeppelin'e kadar daldık. Karşımda babam yaşında bir adam olduğunu ve aslında mülakatta olduğumuzu tamamen unuttum ben. Güle oynaya gerginliğin gramı olmadan çıktım mülakattan.

 İlk baştaki sıçışlarımdan dolayı işi alacağım konusunda çok da umutlu değilim, ama önemli değil. Böyle bir partner'la, beni ve ilgilerimi önemseyerek bu konuları tartışan bir adamla tanıştığım için çok mutluyum. İş hayatında bu kadar sevimli ve iyi insanlar olabileceğine karşı inancım arttı. İyi ki gitmişim ve mülakata girmişim.

2 Nisan 2012 Pazartesi

Red Hot Chili Peppers Sorunsalı

Yıllardır "RHCP geliyor", "bu yıl kesin Türkiye'de" asparas haberleriyle çalkalandı durdu ortalık. Bu yıl da her yıl olduğu gibi yeni albümleri kapsamında Türkiye'ye gelecek haberleri yayınlandı. Tur dahilinde çevre ülkelere geleceği için heveslendim lan hakikaten de bu yıl geliyorlar galiba diye. Birikmiş bir miktar param da vardı, saha içi ön sıralardan birinden bilet alabilecek kadar maddi durumum vardı. Sonradan RHCP yeni tur şehirlerini açıkladı ve aralarında İstanbul yoktu. Gene hassiktir duygularımızla oynandı eeh sikerim diyerekten hayal kırıklığına uğradık. Arkadaş grubumuzca çok yaratıcı ve sağlam küfürler sallayarak durumun üzerini mecburen kapattık.

Aradan birkaç ay geçti ve işsizlik bunalımı başladı bende. Ne yapsam ne etsem derken "Hollanda'ya gideyim lan, ne de olsa Red Hot da gelmiyor, onun parasıyla birkaç hafta stres atarım" dedim. Bir güzel harcadım o parayı, uçak biletidir, oteldir, cep harçlığıdır, vize parasıdır. Red Hot Chili Peppers birikimi seyahate gitti yani. Varan 1.

Seyahatten önce araya bir iş görüşmesi sıkıştırıp İstanbul'a geldim. Arkadaşımla gece çıktık, o da "RHCP geliyormuş, ona da mutlaka gidelim!" diye sevindirik olurken acı gerçeği söyledim. Seyahat öncesi olan küçük birikimimi de ehhh sikerim gelmiyorlar zaten, İstanbul gecelerine harcayalım gitsin, içkiye harcayalım en azından mantığıyla harcadım. Varan 2.

Geziden geldikten sonra bir şekilde gene param birikti, İzmir'de gece dışarı çıktık arkadaşla. Birkaç bira içmek amacıyla girdiğimiz bardan "lan zaten Red Hot Chili Peppers da gelmiyor, yurt dışına da çıktım, bir ihtiyacım da yok, getirin vodkaları chivasları " diyerek sabaha karşı 5 parasız çıktık. Varan 3.

Birkaç gün önce bir şirket tarafından mülakat için İstanbul'a çağırıldım. Mülakatım hafta içinde olmasına rağmen hafta sonundan gideyim de eğlenelim bühii zaten Red Hot Chili Peppers da gelmiyor bütün paramı harcarım artık dedim, harcadım, hatta içeri göçtüm, batağa battım falan. Varan 4.

Hala İstanbul'dayım. Batağa batmamın, eksiye geçmemin ardındaki gündeyim ve tahmin edin bugün ne öğrendim? 8 Eylül'de Red Hot Chili Peppers Türkiye'ye geliyormuş. Defalarca paramın olmasına rağmen gelmemeleri ve en parasız, en meteliksiz olduğum dönemde, hele ki "zaten gelmeyecekler" mantığıyla şuursuzca, hunharca para harcamamın ardından sadece ertesi gün böyle bir şeyi öğrenmem ne demek he?!


Fuck this shit.