22 Haziran 2010 Salı

Ağzına sıçtım senin 9 eylül :D

11 dersimin 11'ini de iyi notlarla vererek kendi çapımda ortalama yapmama olanak vermek istememesine rağmen bunu başararak dokuz eylülün ağzına sıçtığımı beyan eder, artık beni yenmeye çalışmaktan vazgeçmesini saygılarımla arz ederim. İmza: Aybü

19 Haziran 2010 Cumartesi

True Blood


Vampirleri severim. Vampir kitaplarını ve dizilerini buldukça takip etmeye çalışırım. Liseyi Angel'a aşık olarak, Spike tarafından ısırılmak isteyerek geçirdim. Şimdiki favori dizim ise True Blood. Sadece vampir dizilerinden değil, diğer yapımlardan da kolayca sıyrılan bir dizi. Daha doğrusu kitaptan uyarlama bir dizi. Asıl olarak kitap serisi. Geçen sene tavsiye üzerine okudum ilk kitabını ve çok beğendim. Sonra dizisinin de çekildiğini öğrendim. Hemen izlemeye başladım. 2 sezon 2 günde su gibi bitti. Diğer vampir dizilerinden, kitaplarından çok farklı bi özellik üzerine inşa edilmiş: Gerçeklik. Twilight gibi aşk hikayesi içine eklenmiş bir avuç güleryüzlü vampirin hikayesi değil. Ya da Angel'daki gibi devletin ve insanların, vampirlerin varlığından tamamen birhaber olarak yaşamaya devam etmesi değil. Bu seride vampirler insanların arasına karışıyor ve birlikte yaşamayı öğrenmeye başlıyorlar. Vampirlerin de insanlarla aynı haklara sahip olması gündemde, buna karşı çıkanlar, destekleyenler.. Gerçekten de vampir diye bir tür olsa olacaklar açık bir şekilde gösteriliyor. Anlatılan her şey gerçekmiş gibi oluyor insan. Vampirler diğer kitaplardaki, yapımlardaki gibi kolaycana dövülebilen, öldürülebilen, şen şakrak yaratıklar değiller. Onların da yasal düzenleri var, kanalizasyonda yaşamaya zorlanan ezik tipler değiller. Kadınların dertleri bir gece de olsa onlarla seks yapmak, onlar tarafından ısırılmak. Lise hayatım boyunca Spike tarafından ısırılmak isteyen biri olarak o kadar gerçekçi geldi ki bana.. Ve aynı şekilde diğer dizilerde gösterildiği gibi hayatlarına sadece hayvan kanıyla falan devam etmiyorlar, öldürmeden insanlardan ve de geliştirilmiş yapay kandan besleniyorlar. İşte burası da çok çok iyi bir düşünce olmuş bence. Zaten vampirler insanlardan kat kat güçlü, neden hayatlarının sonuna kadar tatmin olamadıkları kanla beslenmek zorunda hissetsinler ki kendilerini, hele ki vicdanları insanlarınki gibi değilse?


1. sezonu 2.'den daha başarılı ve gerçekçi bulsam da kesinlikle 2. de izlenmeye değer. Bu aralar 3. sezon yeni başladı. Henüz ilk bölümü yayınlandı. Bu tarz dizileri sevmeyenleri bile sevdirebilen bir yapıt. Üstelik dizisi kitaptan birebir uyarlama olduğu için sezonlar 12 bölüm ve uzatılmışlık hissi vermiyor. Çok sert bir dizi var karşımızda. Cinsellik sahneleri olsun, ısırma sahneleri olsun, kanlı sahneler olsun her şey açık açık gösteriliyor. True Blood türünün en güzel örneği bence. Kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Not: Başrol oyuncuları Anna Paquin ve Stephen Moyer gerçek hayatta da birlikteymiş. Çok mutluyum :)

Bu da dizinin introsu:

TRUE BLOOD from Tiago Ribeiro on Vimeo.

13 Haziran 2010 Pazar

Yoruldum..

Yoruldum. Çevremdeki kimsenin beni anlamamasından yoruldum. Arkadaşlarımın arasında arkadaşsızlıktan yoruldum. Ailemin arasında ailesizlikten yoruldum. İnsanlarla bir araya gelmekten yoruldum, gelmemekten de yoruldum. Sürekli bir şeyler için reddedilmekten yoruldum. İstenmemekten yoruldum. Sevilmemekten yoruldum. İnsanlar için değişmeyi bile göze almışken bunların görülmemesinden yoruldum. Kırılmaktan yoruldum. Okuldan yoruldum. Geleceği düşünmekten yoruldum. Yapamamaktan yoruldum. Duygusal olmaktan yoruldum. Kimseyle paylaşamamaktan yoruldum. Devam edememekten yoruldum. Aciz hissetmekten yoruldum. Başaramamaktan yoruldum. Geriye düşmekten yoruldum. Düşünülmemekten yoruldum. Birinin özeli olmamaktan yoruldum. Mutsuz olmaktan yoruldum. Ağlayıp gözyaşlarımı saklamaktan yoruldum. Kimsenin önceliklerinde olmamaktan yoruldum. İnsanların balık hafızalı olmasından yoruldum. Empatisizlikten yoruldum. Herkesin çok bilmesinden yoruldum. Beklemekten yoruldum. Özlemekten yoruldum. Özlenmemekten yoruldum. Şarkı dinlemekten bile yoruldum. Sevdiğim şeyleri yapmaktan yoruldum. Hayata karşı nefret dolu olmaktan yoruldum. Burada yaşamaktan yoruldum. Kafaya takmaktan yoruldum. Konuşamamaktan yoruldum. Yoruldum yoruldum yoruldum..